19 Ocak 2010 Salı

Alice Harikalar Diyarında...

Adım adım trafikte taksinin camından dışarıyı seyrederken aklımdan öyle çok şey geçti ki kısacık zaman diliminde. ilk önce karşı apartmanın çatı katındaki aile geldi nedense hatrıma. Işıkları yanıp söndükçe ben onların hayatlarını düşünürüm yıllardır. Ha bir kez bile birinin suratını, silüetini gördün mü diye soracak olursanız görmedim. Tanımıyorum. Bilmiyorum. Ama diyorum ya yıllardır ben onları düşünüyorum.Tanımadığım bilmediğim insanları. Hatta bundan bir kaç sene önce onlarla ilgili bir kitap yazmaya kalkışmıştım kendi aklımca (ne salaklık! ve de ne cüret?)Tahmin edersiniz ki sadece 5 satır... Aklımda onlarda ilgili bir sürü şey var aslında ama hayal etmekten başka birşey yok elimde. Sonra zaten hayal etmenin daha güzel olduğuna karar verdim.
Birde, öğle yemeklerinde gittiğimiz restoranın yanındaki ışıklarda tonton bir köpecik var. Mesela O'nu da düşünürüm ben hep. Konuştururum kendimce. Öyle tatlıdır ki o, öyle masum çocuk suratı var ki O'nun, bakmaya kıyamıyorum ben bazen. Sabahtan akşama kadar, anlamsızca, defalarca kez ışıklardan karşıya geçip geri geldiğine eminim. (1 saat içerisinde 4 kez gördüm)

İşte o kısacık zaman diliminde, çatı katı hikayeleri uydurdum kafamdan. Kaç kişi olduğunu bilmediğim ailenin babası hastaydı hayalimde nedense. Kızını, babasına ilacını içerebilmek için su doldurduğu bardakla düşündüm birden. Sonra da aklımca benim sevimli köpeceğimin onlarla bir ilgisi olup olamayacağını sorguladım. Acaba köpeciği terk mi etmişlerdi diye düşündüm. Ve sonra eve sığamadıkları için terkettiklerine inandırdım kendimi.
Kimbilir daha neler gelecekti aklıma. Ama taksi durdu ve ben indim.
Ben taksiden indiğimde kızın babası ölmüştü...

18 Ocak 2010 Pazartesi

Sabırsızlığım katlanarak artıyor!



İçinde olacağım günü iple çekiyorum.

17 Ocak 2010 Pazar

Yersiz Arayışlar

Bütün bir haftasonumuzu yeni hayatımızın hazırlıkları ile geçirdik sevgilimle.
Ben cumartesi annelerle gelinlik peşine düştüm, sevgilimse başımızı sokacak yuvamızın peşine. Akşam da yeni evlenen bir arkadaşımızın evindeydik beraberce. "Aaaaa yatak odası süper olmuş, koltuklar ne harikaymış... Mutfağı ve banyoyu da süper yapmışlar... Güle güle oturun valla, bayıldık bayıldık" diye diye bir hal olduk.
Bugünse beraberce ev ev dolaştık. "Bunun yatak odası çok küçük, diğerinin salonu mu ufaktı biraz, aa buraya sığamayız bence" diyerek.


Sonra ne mi oldu?

Tüm bunların yersiz arayışlar olduğu tokat gibi yüzümde patladı ATMden para çekmek için arabadan indiğimde. Bir atmnin içini kendine ev yapan bir adamla göz göze geldim. Utandım. Sanki tüm haftasonu ne yaptığımızı biliyormuş gibi gözlerimi kaçırdım O'ndan.
Şimdi gözlerimi kaçırdığım için özür diliyorum senden. Bu seni küçük görmek, senden korkmak, sana acımak değildi asla. Ben kendimize acıdım, kendimizden utandım ne boş şeyler peşinde olduğumuz için.
Beni affedebilir misin acaba?

13 Ocak 2010 Çarşamba

Şaşkın!

Sadece şaşkınım bu günlerde.
İşlerin nasıl bu şekilde çığırından çıktığını anlamaya çalışıyorum. Nasıl olur da uzaktan seyretmek zorunda bırakılırım diye kafa patlatıyorum. Bütün bunlar olurken sağlam durmak için de çok çaba serfediyorum blog çooooook :(

Not: Bugün D&R da "Alya Sevgilim ve ben" diye bir kitap ilişti gözüme, hemen jeton düştü. Ayşe Arman. Hiç bir zaman sevemedim ben bu kadını. Demiş ki ;

Bu kitap bizi anlatıyor.
İçeriden sansürsüz.
Katıksız.
Bu kitap bir tür albüm.
Bu kitap, buzdolabının üzerinde yapıştırılmış olan, yazı masamın arkasında asılı duran fotoğraflardan oluşuyor.
Tamamen doğal fotoğraflar.
Bizim ev halimiz.
Kendi halimiz.
Belki de bu heyecanladırdı beni.
En basit, en yalın, en samimi halimiz.
Ve ben seviyorum bu halimizi.
Hayattaki en büyük başarım da bu, böyle bir aileye sahip olmak...

Bana kalırsa en büyük başarısı bu "şaheser"in raflarda yerini almış olması. Pes dedim pes! Çok çabalamış hakkını yememek lazım.

6 Ocak 2010 Çarşamba

İrade

Zayıflamak istiyorum!!! Hemde en acil şekilde. İştahım kapansın istiyorum. Gözüm dönmesin istiyorum. Aç kalınca mutsuz olmayayım istiyorum...
Yani 3 yıl önceki Sinem'i istiyorum. Ve en önemlisi bunları yapabilecek irade istiyorum.

Help!

5 Ocak 2010 Salı

Popsehpa

Çok değil, bundan sadece 6 ay önce, alışverişe çıktığımda, Zara-Mango ve türevlerini gezmeye bayılırdım. Şimdi öylemi? Hayır! Kesinlikle hayır :)
Paşabahçeden Modokoya, Zara Home dan Tantitoni ye uzayan bir listem var artık.
Eşyalarımızın tarzına az çok karar verdik. Şimdi sadece o eşyaları yerleştirecek bir eve ihtiyacımız var. Ve en heyecanlı kısmı sanırım bu.
Bir an önce beğendiğimiz şeyleri yuvamıza yerleştirme arzusu ile yanıp tutuşuyorum.

Bu eşyalardan birine de şu siteden erişeceğim gibi gözüküyor.
Bayıldım bayıldım bayıldım...

www.popsehpa.com

Girin inceleyin sizde aynı fikirde olacaksınız :)

4 Ocak 2010 Pazartesi

Düğün Ve Su Bardağı !?

Biraz ara vermiştim geldim. Gelirken yanımda yeni haberler getirdim.
Çok güzel bir yılbaşı gecesi geçirdik sevgilim ve arkadaşlarımla.
Saat tam 12 olduğunda birbirimize sarıldık öpüşüp koklaştık :) Sanki ilk kez yeni bir yıla beraber giriyormuş gibi heyecanlı, sanki ilk kez birbirimize sarılıyormuş birbirimizi öpüyormuş gibi bir kalp çarpıntısı ile.

Sonraaaaa;

Düğün günümüz ve yeri belli oldu.
6 Temmuz Kalender Orduevi.

Ve biz ne yaptık? Hiç tereddüt etmeden İkea 'ya gidip su bardağı aldık :) Tek eksiğimiz bardaktı ya, artık sırtımız yere gelmez :)