3 Kasım 2010 Çarşamba

Hasta ve Güçsüz Üstelik Karışık

Garip bir rüyayla uyandım bu sabah. Hala etkisindeyim. İşe henüz gidemedim. Mide ağrım yine tavan yapmış durumda. Yorgunluk +1500. Akşama spora gidecceğimizi düşünüp işin içinden hiç çıkamıyorum.
Yinede parlak güneşli bir gün. Tadını çıkartmak, hayata böyle tutunmak lazım!

1 Kasım 2010 Pazartesi

Kaldığım Yerden

Bugün kaldığım yerden, tüm o koşturmanın son gününden başlamak istiyorum!
ilk önce o günden fotoğraflarla...



Her zaman birbirimize o gün olduğu gibi bakabilmek dileğiyle geçirdim tüm günümüzü!



İçten gelen binlerce gülümseme,



Sıcacık yüzlerce kucaklaşmaydı o gün bizim için.





Sonra cennetin orta yerine düştük. Deli gibi uçak fobime rağmen xanax ile tam 9 saat aralıksız uçabilmeyi başardım. O kafayla uçan tam olarak bendim !
Tüm o korkuya değdi mi? Kesinlikle evet!





Herşey kartpostal tadındaydı. Aylardır gözzümün önünden gitmeyen karelerle yaşıyorum ben :)



Yeşilin, mavinin her tonu, kumun en ince zerreciğini gördüm hayretle.



Ve masumiyetin en güzelini kucakladım. O patilerin yumuşaklığına doyamadan döndük.



Şimdi ne mi yapıyoruz?

Ev-İş , İş-ev durmadan koşturma. Annemin evindeki rahatım eskilerde kaldı :)
Yemek yapmaya , ev işlerini çekip çevirmeye bir yandan da haftada 3 gün düzenli spora gitmeye çalışıyorum!

Uzamayacak aralarla yine burda olacağım.